Kralın Yolu
Kral, halkı için geniş bir yol yaptırmaya karar verdi Yapımı tamamlanan yolu halka açmadan önce, bir yarışma düzenlemeyi düşündü İsteyenin bu yarışmaya katılabileceğini ilan ettiren kral, yoldan en güzel geçecek kişiyi belirleyeceğini söyledi
Yarışma günü, insanlar akın ettiler Bazıları en güzel arabalarını, bazıları en güzel elbiselerini getirmişti Kadınlardan kimileri saçlarını en güzel biçimde yaptırmıştı, kimi de yanlarında en güzel yiyecekleri getirmişti Gençlerden bazıları spor kıyafetler içinde yol boyunca koşmaya hazırlanıyordu Nihayet, tüm gün insanlar yoldan geçtiler, fakat yolu kat edip tekrar kralın yanına döndüklerinde hepsi aynı şikayette bulundu; yolun bir yerinde büyükçe bir taş ve moloz yığını vardı ve bu moloz yığını yolculuğu zorlaştırıyordu
Günün sonunda yalnız bir yolcu bitiş çizgisine yorgun - argın ulaştı Üstü başı toz toprak içindeydi, ama krala büyük bir saygıyla yönelerek elindeki altın kesesini uzattı:
"Yolculuğum sırasında, yolu tıkayan taş ve moloz yığınını kaldırmak için durmuştum Bu altın kesesini onun altında buldum Bu altınlar size ait olmalı” Kral gülümseyerek cevap verdi:
"O altınlar sana ait delikanlı"
"Hayır, benim değil Benim hiçbir zaman o kadar çok param olmadı"
"Evet" dedi kral "Bu altınları sen kazandın, zira yarışmanın galibi sensin Yoldan en güzel geçen kişi sensin Çünkü, yoldan geçen en güzel kişi, ardından gelenler için yoldaki engelleri kaldıran kişidir"
Dirilen Köpek
Olay, bir havayolunun Hamburg - İstanbul seferini yaparken oluyor
Almanya’dan binen bir bayan, köpeğini inince almak üzere pet sepet içinde kargoya veriyor 2 saat sonra uçak inince önce kargo açılıyor ve köpeğin ölmüş olduğu ortaya çıkıyor Yer müdürü, "Ne yapalım; kargoya konan hayvan ölürse çok büyük cezası var!" diye düşünürken oradan biri atılıyor ve "Bu köpeğin çok benzeri bizim mahallede var, kadını 15 dk bekletin onu getirip değiştirelim" diyor
Nitekim öyle yapılıyor, ölü köpeğin tasması da yenisine takılıyor Bu arada kadın, "Köpeğim nerede?" diye sabır-sızlanıyor 5 dk sonra kargodan çıkan köpeği gören kadın o anda düşüp bayılıyor Alandakiler herhalde kendi köpeği olmadığını anladı da bayıldı diye düşünüyorlar Kadın kendine gelince olay ortaya çıkıyor… Kadın zaten Almanya'dan köpeğinin ölüsünü getiriyormuş!
Ana Yüreği
Delikanlı küçük bir kasabada annesiyle mutlu bir hayat yaşamaktadır Üstelik birbirlerinin tek varlıklarıdır Günlerden bir gün kasabaya çok güzel bir genç kız gelir Fakat genç kızın yüreği kendisi kadar güzel değildir Gayet kibirli, kendini beğenmiş ve gözü yükseklerde olan bir kızdır bu Bizim delikanlı da genç kızın güzelliğine kapılmış ve kıza sırılsıklam aşık olmuştur Günlerce peşinden koşmuş ama kız delikanlıya hiç yüz vermemiştir Bu arada delikanlının annesi olayın farkına varmış varmasına da hangi güç engel olabilirmiş ki, delikanlı aşık olmuştur bir kere Ana yüreği dayanamaz ve en sonunda delikanlıyı kıza karşı uyarır Ne çare, delikanlının gözü kızdan başkasını görmez Genç ve güzel kız ise delikanlıyı iyice kendisine bağlamış, avucunun içine almıştır Ana yüreği artık delikanlının böylesine sömürülmesine daya-namaz, son defa oğlunu karşısına alıp konuşmaya çalışır, ama boşa kürek çektiğini anlar Delikanlı eski delikanlı değildir artık
Ertesi gün delikanlı, yine genç kızın peşinden koşarken onu ölesiye sevdiğini ve evlenmek istediğini söyler Kalbi kendisi kadar güzel olmayan kız bu işe bir şart koşar:
– Annenin yüreğini bana getirirsen seninle evlenirim
Delikanlının gözü aşktan başka hiçbir şey görmediği için, bu isteği düşünmeden kabul eder Koşarak annesinin yanına gelir ve:
" Senin yüreğin genç kızla birlikte olabilmem için tek yol!" der Annesi hiç tereddütsüz yüreğini söker ve delikanlıya verir Delikanlı büyük bir sevinçle genç kıza geri döner fakat yolda ayağı taşa takılıp düşer İşte o anda ana yüreğinden bir ses gelir:
" CANIN ACIDI MI YAVRUM?!
En Güzel Gül
Evvel zaman içinde muhteşem bir hükümdarın dünyalar güzeli bir kızı varmış Kız evlilik çağına gelmiş ama kimseleri beğenmezmiş Ne kralların oğulları, ne vezirlerin oğulları, ne zengin tüccarların oğulları… Kız herkese burun kıvırıyormuş Bu ülkede yakışıklı ama fakir bir genç de istemiş bu kızı Tabi ki reddedilmiş
Bu genç başka bir ülkeye gitmiş, çalışmış; çok zengin olmuş Ülkesine yıllar sonra geri dönmüş Ülkesine geri döndüğünde kendisini reddeden bu kızı görmek istemiş Sormuş soruşturmuş, kızın evini öğrenmiş
Gitmiş evin önüne ve beklemeye başlamış Derken kapı açılmış, çirkinler çirkini bir adam çıkmış Adam gittikten sonra bizimki kapıyı çalmış Kız açmış kapıyı Genç, neden bu kadar çirkin bir adamla evlendiğini öğrenmek istemiş Kız bunu anlatmak için evin arkasında bulunan muhteşem bir gül bahçesine götürmüş genci
– Sorunun cevabını öğreneceksin Şimdi bu gül bahçesinde en güzel gülü bulup bana getireceksin Yalnız bir şartla… Bahçede ilerlerken asla geri adım atamazsın
Tamam demiş genç ve başlamış yürümeye Genç adam tam en güzel gülü gördüm derken, başka güzel gül görüyormuş Tam o güle elini atacakken başka güzel bir gül, tam onu koparacakken başka güzel bir gül…
Bir bakmış ki, bahçenin sonuna gelmiş, geriye de adım atması yasak! Bahçenin sonunda boynu bükük çirkin bir gül
– İşte! demiş kız Anladın mı şimdi niye bu adamı seçtiğimi?
Çalışmanın Sonucu
Bir sihirbaz, sultanın huzurunda kabiliyetlerini sergiliyor, sultanın ve seyircilerin hayranlığını kazanıyormuş Sultan da bu numaralar karşısında şaşkınlık ve hayranlık içerisinde bağırmış: “Allahım bana yardımcı ol, nasıl bir mucize, nasıl bir cinlik!”
Fakat vezir söyledikleriyle sultanın düşüncelerini bölmüş: “Sultanım, hiçbir usta gökyüzünden zembille inmez Sihirbazın sanatı onun çalışkanlık ve pratiğinin sonucudur”
Sultan vezire kızmış Vezirin kendisinden farklı görüş söylemesi sultanın huzurunu kaçırmış Veziri hor görerek ona bağırmış: “Seni nankör adam Bu kadar yapılan numaraların nasıl çalışmayla, pratikle elde edildiğini iddia edebilirsin Yeteneğin ya vardır ya yoktur Senin zaten beraberinde zindana götüreceğin hiçbir yeteneğin yok Orada benim sözlerimi düşünmeye bol bol vaktin olacak Ama orada yalnız olmayacaksın, kendi türünden bir hücre arkadaşın olacak Bir danayla beraber zindanda kalacaksın”
Muhafızlar veziri hücresine götürmüş Vezir birinci günden başlayarak danayı kaldırıp zindanın kulesinin merdivenlerini çıkmaya başlamış Bunu her gün yapmış Aradan aylar geçmiş Dana büyüyüp güçlü bir öküz olmuş ve her gün alıştırma yapmaktan dolayı vezirin de gücü artmış
Bir gün sultanın aklına zindana attırdığı veziri gelmiş Gidip veziri görmek istemiş ve gördükleri karşısında şaşırmış ve haykırmış: “Allahım bana yardımcı ol, nasıl bir mucize, nasıl bir cinlik!”
Öküzü kollarında taşıyan vezir daha önce söylediği sözlerle cevap vermiş: “Sultanım, hiçbir usta gökyüzünden zembille inmez Bağışlayıcılığınız ile bana bu hayvanı verdiniz Gücüm, çalışkanlığımın ve çalışmalarımın sonucudur
Bir Saat
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki oğlunu kapının önünde beklerken bulmuş Çocuk babasına:
– Baba 1 saatte ne kadar para kazanıyorsun diye sormuş
Zaten yorgun gelen adam:
– Bu senin işin değil diye yanıtlamış Bunun üzerine çocuk:
– Babacığım lütfen bilmek istiyorum diye yanıt vermiş Adam:
– İllaki bilmek istiyorsan 20 dolar diye yanıt vermiş Bunun üzerine çocuk:
– Peki bana 10 dolar borç verir misin diye sormuş Adam iyice sinirlenip:
– Benim, senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok Hadi derhal odana git ve kapını ka-pat demiş Çocuk sessizce odasına çıkıp kapısını kapatmış Adam sinirli sinirli bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder demiş kendi kendine Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşmiş ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşünmüş Yukarı çocuğun odasına çıkmış ve kapıyı açmış Yatağında olan çocuğa:
– Uyuyor musun diye sormuş Çocuk:
– Hayır diye yanıtlamış
– Al bakalım istediğin 10 doları; sana az önce sert dav-randığım için üzgünüm ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim demiş Çocuk sevinçle haykırmış:
– Teşekkürler babacığım Yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkarmış, adamın suratına bakmış ve yavaşça paraları saymış Bunu gören adam iyice sinirlenerek:
– Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun, benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok demiş Çocuk:
– Ama yeterince yoktu demiş ve paraları babasına uzatarak:
– İşte 20 dolar, 1 saatini bana ayırır mısın?